Bir rüyayla başlar her gün, bir kabusla başlar gece...
Kimbilir o gün nelere gebe...
Bir hastane odasında başlıyor ünsüz kadınların hikâyesi. Zamanı zamanın içine geçiren, her anına, kırılmasından korktuğu, kristal bir vazo gibi özen gösteren Kadının rüyasıyla...
Kızının gelişiyle bir oyun dünyasına dönüşüyor küçücük hastane odası...
Küçücük odaya hikâyeler doluyor, ünsüz kadınların dünyaları doluyor...
Kadın kızına hikâyeler anlatıyor. Ünsüz kadınların hikâyelerini; Sesleri duyulmayan, adları bilinmeyen kadınların hikâyelerini... Adı bilinmeyen, sesi duyulmayan, acısı olan kadınların hikâyelerini... Kadının; Adının olmadığı, sesinin duyulmadığı, ünleyemediği, ünlenemediği bir coğrafyada geçen hayat hikâyelerini...
Çünkü Kızına, hikâyelerinden başka bırakacak mirası yok Kadının...
Kadın son nefesiyle bu hikâyeleri anlatıyor ki; Kızı da başkalarına anlatsın, başkaları da başkalarına...
Kadın istiyor ki; Hikâyeler dilden dile dolaşsın türküler gibi... Her ünsüz kadın ayrı bir türkü olsun dilimizde...
Siz de bilin, anlatın ünsüz kadınların hikâyelerini, bilmeyenlere...
Adını bilmeseniz, sesini duymasanız da anlatın ünsüz kadınların hikâyelerini...
Nesilden nesile aksın anonim bir türkü gibi...
Yazan: Sedat DEMİRSOY
Yöneten: Orhan AKÇAY
Işık: Çetin ATAY
Yapım: Birinci Peron Tiyatro
Oyuncular: Gonca Özkan, Nursen Cin
Oyunun süresi: 1 saat, tek perde
Sizler için gidip seyrettim. Ben çok duygulanarak seyrettim. Gerçekten çok güzel bir oyundu. bir çok duygudan duyguya geçiş yaptım. Oyuncular muhteşemdi. Yazan, yöneten, emeği geçen herkes oldukça başarılı. Mutlaka gidip seyredin.