Şimdi bir masalın ortasında, nereden geldiğini nereye gideceğini bilmeyen,
Kayıp bir ruh gibi arafta geziniyor gibiyim. Bazen dünyanda fırtınalar olurken, o kadar sessizleşirsin ki lal olursun.
Bakarken kör, duyduğun halde sağırlaşırsın her şeye.
Geciken dermanı, yarım kalan sevinci ve ertelenmiş mutluluğu bir faydası kalmamış hayalleri sere serpe uçurumlardan aşağı fırlat, sırtında kambur olan her şeyi fırlat at. At ki yeniden güneş doğsun dünyana...
Umutlarını kurşun sıkılıyorsa
Yeniden umut et, yeniden hayalet, kalbi taş olanlara gönül bağlama, kırılırsın, vefadan zerre anlamayana gönül verme yıkılırsın...
Unutma Umut tükenmez bir derya gibidir.
Herkesin bir hikâyesi vardır.
Çoğu kendi yaratır.
Gönül bir kuş gibidir,
Çok sıkarsan,
İncitirsin.
Ne incit ne de incin.
Bırak herkes kendi hikâyesini yaşasın.
Kimi mutlu,
Kimi mutsuz ama
Elbet yerini bulur her şey.
Sabahın güneşsiz
Umudun umutsuz,
Gönlün neşesiz kalmasın, sevgili...